Kore Gazisi Ali Yangaç Vefat Etti

Alucra Köklüce Köyünden olan Kore Gazisi Ali Yangaç vefat etti.

Kore Gazisi Ali Yangaç Vefat Etti
Haber albümü için resme tıklayın

1925 yılında Alucra Köklüce doğan, Tırışın Ali olarak da bilinen Ali Yangaç kış aylarını geçirmek çocuklarının yanına gittiği İstanbul'da 92 yaşında vefat etti.

Merhum Ali Yangaç'ın cenazesi vasiyeti üzerine İstanbul'dan Alucra Köklüce Köyüne getirilerek 15.12.2017 cuma günü Köklüce köyü aile mezarlığına defnedildi.

Alucrahaber.com olarak Kore Gazimiz merhum Ali Yangaç'a Allah'tan rahmet, Yangaç ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı dileriz.

Merhum Ali Yangaç ile son röportaş 2017 yazında Araştırmacı Murat Dursun Tosun ağabeyimiz yapmıştı. İşte Kore Gazimi Ali Yangaç'ın son röportajı:

Ali amcayla 2017 yazında tanışmış ve bloğumda yayınlamak üzere kendisiyle bir sohbet gerçekleştirmiştim.

Sonra her nedense Ali amca bunu yayınlama biraz bekletelim diye bir çekincesini belirtince bende yazıyı arşivime kaldırmıştım. Ali amca renkli bir hayatı olan 90’ın üzerindeki ömrüyle hayat tecrübesi bulunan bir kişiydi.

Fakat dün itibarıyla öğrendim ki Ali amca vefat etmiş. Allah kendisine rahmet etsin. Ben de arşivimde bulunan sohbetimizi ve anlattıklarını yayınlamaya karar verdim. Az yaşa çok yaşa ölüm gelecek birgün başa...

Vefatı nedeniyle yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Ali Yangaç resmi kayıtlarda 1932 doğumlu görünse de annesinin hemen asker olmasın talebi üzerine babası tarafından nüfusa 7 sene geç yazdırılmıştır. Bu nedenle 1925 doğumludur. Bu durumda 92 yaşında olmaktadır. Kendisine Tırışın Ali de denilmektedir. Köyü Alucra’nın

Köklüce (Elekse-Alakilise) köyüdür.

Ali Yangaç hiç okula gitmemiş olmakla birlikte “Ya okur yazarsın, ya el alem gezersin” sözü gereği çok gezmiş çok farklı işlerde çalışmıştır. 1944 yılında Taksim Sıraselviler’de bulunan Alman Hastanesinde yardımcı hizmetlerde hasta bakıcı olarak işe başladı ve 2 sene kadar burada çalıştı. Bu süre içerisinde Osmanlı’nın yaşlılarına, kendi deyimiye Osmanlı Adamlarına hizmet etti. Daha sonra Fransız Hastanesinde de 2 sene kadar çalıştı.

1948 ’de Tepebaşı’nda bulunan Pera Palas Otelinde kat görevlisi olarak bir süre görev yaptı. Daha sonra Şişli’de bulunan Fransız Psikiatri Hastanesinde ve 5 sene kadar da Şişli Bomonti’de bulunan Şişli Şifa Yurdu Hastanesinde çalıştı. Akabinde Nişantaşı’nda bulunan Amerikan Hastanesinde 4 sene kadar bakım onarım teknisyeni olarak çalıştı. Bunun yanında boş zamanlarında çalıştığı yerlerde edindiği çevre ile evlerde de ek işe giderek elektrikden tesisata, inşaat onarımlarından muhtelif montaj işlerine kadar her türlü işi yaptı.

Çalıştığı yerlerde kazandığı beceriyle Çince, Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rumca lisanlarına aşinalığı bulunmaktadır.

Askerliğini Kore’de yaptı. 13 ay Kore’nin Seul kentinde kaldı. Önceleri bölüğe silah dersi verirken sonradan katıldığı şöför kursundan sonra okuma yazması olmadığı için yapılan sözlü sınavda birinci olarak şöför oldu ve Kore’de generallerin makam şöförlüğünü yaptı. Bu süre içinde önce General Mete Yurdakul ve General Hilmi Giray’a hizmet etti. Kendisi Kore Gazisidir. 1955’de askerden terhis oldu.

Kore Savaşı; 1950 - 1953 yıllarında, Kuzey Kore ve Güney Kore arasında meydana gelen iç savaştır. Soğuk savaşın ilk yıllarında meydana gelen bu çatışma, ilk önce ABD ve müttefiklerinin daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti’nin katılmasıyla uluslararası bir boyut kazanmıştır. Kore savaşı sonunda Kore’nin bölünmüşlüğü devam etmiş ve iki ayrı yönetimin birbirine olan düşmanlığı bugünlere miras kalmıştır.

Kore savaşına BM üyesi olan bütün devletlerden asker katıldığı için Türkiye’den de katılım olmuştur. “Tuğgeneral Tahsin Yazıcı” komutasındaki 259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5.090 kişilik 241. Türk Alayı, 17 Eylül 1950 de Hatay’ın İskenderun limanından hareket ederek Kore’deki BM birliklerine katılmışlardır. Katıldığı savaşlarda büyük başarılar elde eden Türk Alayı 721 şehit vermiş ve 2000 askerimiz de yaralanmıştır.

1964’den sonra ise kazandığı mesleki deneyimleri ile dışarıda tamamen serbest çalışmaya başladı. Bu süre içinde memleketi ile olan bağını hiç kesmedi devamlı gitti geldi. 1966’da memleketine döndü. Ancak bir süre sonra köyünde yaşadığı bir arazi nizası (çekişmesi) neticesinde 7 sene kadar köyünden uzak kaldı.

Bu süre içinde İzmir ve İstanbul’da tamirat işlerinde çalışarak geçimini sağladı. Arada bir memleketine gelerek çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını karşıladı. Daha sonra hapse düştü ve 14 ay kadar hapisde kaldı. 1974’de çıkan afla tahliye oldu. 1974’den sonra ise devamlı suretle memleketinde kalmaktadır. Yaşadığı bu süreci büyük bir talihsizlik ve cahilliğin sonucu olarak görmekte ve bu iş başıma geçmeseydi hayatım çok farklı olur demektedir. Şimdilerde köyünde bahçe, bostan işleriyle uğraşarak vaktini değerlendirmektedir.

Ali Yangaç, aslen Abzeh yani Abzah’dır ve ataları 1861’de Kafkasya’dan göç ederek Anadolu’ya gelmiş ve bölgeye yerleşmiştir. O tarihte gelenlerden bir kısmı Şiran’da kalmış, bir kısmı Alucra’nın Çamlıyayla (Meğri) köyüne bir kısmı da Beylerce (Arevre) köyüne yerleştirilmiştir. Asıl aile kökenleri Feyzullahoğulları olarak bilinmektedir. Şiran’da kalanların ise Dumanoğulları olduğunu söylemiştir.

Abzehler ya da Abzahlar, Çerkeslerin diasporadaki en büyük nüfusa sahip olan boyudur. Türkiye Çerkeslerinin çoğunluğunu oluştururlar ve ayrıca Suriye ile Ürdün'de de yaşarlar. İsrail Çerkesleri içinde Şapsığlardan sonra ikinci ve son sırada olup Rehaniye kasabasında yaşarlar. Kafkasya’da ise Abzeh ağzı konuşan tek köy Adigey Cumhuriyeti’nde bulunan Hakurine’dir.

Şiran’ın Beydere (Çeküz) köyünden Mevlüt Köse’nin de çok iyi arkadaşı olduğunu gururla belirtmektedir. Ali Yangaç, hiç çay, sigara ve içki içmediğini, onun haricinde canı ne isterse yediğini, tereyağından başka yağ kullanmadığını, eti sevdiğini ve çokça bal yediğini belirtmiştir. Şiran’ın Kadıçayırı (Masuran) köyünde evli olan kızının ailesinin hayvancılıkla uğraştığını ve bütün yağ ve peynirinin onun tarafından verildiğini söylemiştir.

Ali Yangaç 5 kez evlenmiştir. 12 çocuğu vardır. Bunların 8’i erkek, 4’ü kızdır. Erkek evlatlarının adları İsmet (İstanbul’da vefat etti), İsmail, Murat, Naci, Temel, İbrahim, Halit’dir. Kızları ise, Gülaser, Günname, Şerife ve Aysel’dir.

18 Ara 2017 - 03:45 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Alucra Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Alucra Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Alucra Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Alucra Haber değil haberi geçen ajanstır.