Kıbrıs Barış Harekatı (20 Temmuz 1974 - II)

Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi nedeniyle, diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Acil olarak toplanan TBMM, hükümete savaş açma yetkisi verdi. Ayrıca 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Trakya'da bulunan 1.Ordu harekete geçirildi ve Adana'da bulunan 6. Kolordu da adaya en yakın yer olan Mersin'e kaydırıldı.

Türkiye'nin Kıbrıs'ta barış, kardeşlik ve özgürlük için giriştiği bu harekât, 20 Temmuz sabahını erken saatlerinde başladı. Karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçiliklerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco'ya da iletildi.

Libya'dan uçaklar motor yağı, 20 mm'lik top mühimmatı, İran'dan roketatarlar Pakistan'dan mühimmat ve sağlık malzemesi teslim alındı.

Harekat; saat 6.05 itibariyle havadan indirme ve denizden çıkarma suretiyle başladı. Paraşütçülerimiz Lefkoşe'nin kuzeyine, denizden çıkarma ise Deniz Piyade Tugayına bağlı askerlerce Pentemili Plajına yapıldı.

Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'de olduğu gibi adada her hangi bir harekat yapamayacığını düşündüklerinden ilk başta etkili bir savunmaya geçemediler. Dolayısıyla, Rumların karşı harekatı ancak, akşama doğru başlamıştı. Rumlar, Kıbrıs Türk Alayına yönelik saldırıya geçtiler. Ancak Türkleri, mevzilerinden geri atamadılar.

21 Temmuz'da 4.Paraşüt Taburu Lefkoşe havalimanına doğru yöneldiler. Bu sırada 2. ve 3. Türk komando taburları da Zeytinli istikametinde ilerlemeye başladı. 22 Temmuz'da ise 3.Paraşüt Taburunun taarruzu sonucu, Türk birlikleri önce Girne'ye girdi. Böylece Lefkoşe - Girne hattı birleşti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararı gereği, 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes ilan edildi. TSK'nın bu müdahelesi hem Yunanistan'daki Cunta hükümetinin hem de adadaki Sampson hükümetinin görevi bırakmalarına neden oldu.

Ateşkes ilanından sonra başlayan Cenevre görüşmelerinde hiç bir olumlu gelişme sağlanamadı. O devrin Dış İşleri Bakanı Turan Güneş'in harekatın tekrar başlaması anlamında Türkiye'ye gönderdiği " Ayşe Tatile Çıksın " parolası ile Türk birlikleri 13 Ağustos'ta tekrar ilerlemeye başladılar ve Türk birlikleri 14 Ağustos'ta başkent Lefkoşe'ye, 15 Ağustos'da da Lefke ve Magosa'ya girdiler.

Bu harekat sonrasında TSK 498 şehit ve 1.200 yaralı, Kıbrıs Türk tarafı 70 mücahit ile 270 sivil şehit ve 1000 de yaralı vermiştir. Rumlar ise 4.000 ölü ve 12.000 de yaralı vermişlerdir.

Savaşın dışında olmalarına rağmen Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinden 3 Avusturyalı asker ölmüş ve 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 de Kanadalı asker yaralanmıştı.

Ada'da 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti ve 1983 yılında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.

Yunan Temyiz Mahkemesi 21 Mart 1979 günü 2558/79 sayılı kararında Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Komisyonunun görüş ve kararlarının tam zıddında bir hakikatı nasıl da haykırmıştır. Gerçekten tebrike şayan bir hakikattır.

""..........Zürih ve Londra Antlaşmalarına göre Kıbrıs'a yapılan Türk askeri müdahelesi yasaldır. Türkiye, yükümlülüklerini yerine getirme hakkı olan garantör devletlerden biridir. Esas suçlular darbeyi hazırlayan ve icra eden ve bu suretle de bu müdahelenin koşullarını hazırlayan Yunan subaylarıdır..........""

Hukukta bir ilke vardır : "" .......Hasmın ikrarı en büyük delildir......"" Artık başka söze ne hâcet var. Yanlız şunu da ifade etmekten geçemeyeceğim.

Yunan Temyiz Mahkemesinin bu ADİL KARARI, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine ve Avrupa Konseyine kapak olsun ki bir daha meşru bir müdafaa için yapılan müdahalelere İŞGAL deme bedbahtlığını göstermesinler.

Bu konuda bir sonraki makalemizde görüşmek üzere şimdilik ALLAH (C.C.)'a emanet olunuz!